30 Mayıs 2010 Pazar

memelerimde biriken süt hüzne dönüştü; içime akıyor...

tam tamına iki yıl on beş gün olmuş oğluma sütümü vereli; dün öğleden sonra uzun zamandır düşündüğüm ama bir türlü tam olarak kendimi hazır hissetmediğim ve cesaret edemediğim hamleyi bir anda yapıverdim ve arkasında duruyorum şu saate kadar. Konunun etrafında dolandım durdum; her gün iş yerinde mutfaktaki güleryüzlü çaycımıza sordum, salça sür dedi, iş yeri doktoru neredeyse askere gidecek yahu, annenize bırakın birkaç gün, ağlayacak ama alışacak dedi, çaycı kadınla doktorun ortak noktası ikimiz için de iyi olacağı ve ona iyilik yapacağımdı. Diğer kadınlara sordum, başta annem ve anneanneme, ailede bir bendim bu kadar uzun süre emziren onun için onlardan sağlıklı yanıtlar alamadım. Ama genelde iki yaklaşım vardı, tamamen uzaklaşmak ya da memelerden tiksindirme yöntemiyle uzaklaştırmak. İkisi de içime sinmiyordu. Ha bir de "konuştum kabul etti, memede süt bitti annecim, dedim oldu" diyenler oldu ki bu bana fazla ütopik geldi. Kafam karışık, nasıl yapacağımı bilmeden, ama artık işten yorgun argın ve aç bilaç gelir gelmez emzirmeyi, uykusuz geceleri istemediğimi, artık geç saatlere kadar kafa dağıtmak için bir gece dışarı çıkmayı istediğimi bilerek oğluma "annecim memede artık süt yok" cümlesini bir pazar öğleden sonrası kararlı bir şekilde kurabilmeyi başardım. Tepkisinden korkarak, bocalamamayı dileyerek. Israr etti, gözleri buğulandı. Aklıma her zaman yardımıma koşan en sevdiği kahramanı keloğlan geliverdi. Keloğlanın annesinden ve evinden ayrılışı; maceralara atılabilmek için. Ne de olsa bu bir bağımsızlaşma deneyimiydi. Memelerden koparak kendi ayakları üzerinde durmaya başlayacaktı. Ona Keloğlanı anlattım; büyüdüğünü söyledim. Ve bundan sonra meme yerine onunla oynayacağımı... Bunu anneme anlattığımda annemin ağzı yukarıya doğru kıvrıldı. Bu beğenmediğini gösteren ifadesidir. Senden ayrılmıyor ki dedi, ama memeler bendim onun için; benim kokum, tadım canım, kanımdı. Metaforik anlamda bir ayrılıştı bu... Annem memelere "kaka" dememi tercih ediyordu; oysa ben kendimi oğluma kötülemeyi, benden tiksinmesini içime sindiremiyordum. Memeden ayrılış onun büyüdüğünün bir işareti olmalı, onun için keyifli yeni bir maceranın başlangıcı olmalıydı. İlk gün inanılmaz iyi geçti. Gece dörtte kalktığında oyun oynamak istedi, sonra su istedi ve ona kitap okumamı. Ama bugün bir krizle karşı karşıya geldik. Ve dün ikimiz de anlayamamışız. Bugün ikimizin de idrak günüydü, ayrılmanın zorluğu. Onun krizinden sonra taş gibi memelerim oturdu içime...Ama ikimizde de bir olgunluk var sanki. Bende anneliğin zorlu aşamalarından birini atlatmanın onda özgürlüğe doğru yol almanın olgunluğu.