8 Ocak 2009 Perşembe

farklılık kültürü


resim: hilary hunt amaro


irigaray okumalarıma devam ediyorum;

gebelikte plesantanın işleyişinin doğru olarak anlaşılmasıyla kültürün dayanaksız, işine geldiği gibi yarattığı imgelerin nasıl çürüdüğü görülüyor. irigaray, kitabın bir sonraki bölümünde farklılık kültürünü annenin (kadının) bedeninin nasıl barındırdığına vurgu yapmaya devam ediyor: "dişil bedenin ayırt edici özelliklerinden biri, canlı organizmalardan birinin hastalanmasına, ölmesine ya da reddedilmesine neden olmadan ötekinin kendi içindeki gelişimine hoşgörü göstermesidir" (47).

anne, bedeninde erkek ve kız çocuklara eşit yaşama şansı tanırken, eril kültür bu saygı düzeninin tam tersi işler. dişil beden farklılığa saygıyı üretirken, ataerkil kültür öteki cinsiyetin katkılarını, ötekinin bedenini dışlar; öteki konumundaki kadın irigaray'ın da dediği gibi doğal bir alt tabaka konumundadır.

evet, eril kültür biyoloji kaynaklı açıklamaları yadsıyor, bu, irigaraya'a göre erkek-tanrıların egemenliklerini kurduğu (tek tanrılı dinler- bu konu hakkında fatmagül berktay'ın tek tanrılı dinlerde kadın adlı kitabı muhteşemdir; okumalarım bölümünde bu kitaptan bahsedeceğim) kültürel saflığa dönmek olur. bu dönemde babanın cisminde olan erkek çocuğu yücedir. dolayısıyla meryem ve isa ikonunda görüldüğü gibi anne-oğul ilişkisi kutsaldır; farklı olanlar, yani babaya benzemeyen kadınlar ve kız çocukları, evlerde, peçelerin ardında utanç içinde saklanır.

maalesef günümüzde hala irigaray'ın da belirttiği gibi kadınların öznel bir konum elde edebilmeleri için farklılıklarının tanınmasını sağlamaları gerekir. burada en can alıcı nokta "farklılık" sözcüğünde. çünkü kadınlar erkeklerle eşit değildir ve de olamaz. farklıdırlar!!! birçok kadın, kendini feminist olarak tanımlayanlar da dahil erkeklerle eşit olma uğruna neredeyse tüm dişil öznelliklerinden vazgeçme eğilimindedir. oysa bu, bir kimlik yitimi olur ve irigaray'ın da belirttiği gibi cinsiyetli kültürü yoksullaştırır.

irigaray'ın da dediği gibi kadınların "içlerindeki ötekine saygı göstererek ve aynı saygıyı toplumdan isteyerek, kendilerini geçerli özneler, bir anne ve bir babanın kız çocukları olarak onaylamaları gerekir". (48-49)

Hiç yorum yok: