16 Mayıs 2012 Çarşamba

Geçmiş anneler günü kutlu olmasın!

Geçmiş anneler günü kutlu olmasın! Sevgi Soysal'ın, İletişim yayınlarından Bakmak adıyla kitaplaştırılan, 1976 yılında Politika gazetesinde yayınladığı yazılardan biri anneler günüyle ilgili: "Anası Bellenenler Günü". Herhalde bugüne en uygun başlıklardan biri. Sevgi şöyle diyor: "Öyle ya, biz analara çok önem veren bir toplumuz. Bunu anlamak da son derece kolaydır. Herhangi bir mahalle arasında top oynayan, itişip kakışan veletlere kulak verin yeter. Har an birbirlerinin anasını söverler. "Ulan ananı...tirme şimdi. anasını...tiğimin... ulan şimdi ananı..." Bu alandaki malzemeyi sıralamaya kalksam yazı biter de tefrika olur. (...) Çocuklarımız analarını durmadan anarken, büyüklerimiz geri kalır mı? Karakollardan asker ocaklarımıza emniyet bodrumlarından, kontrgerilla köşklerine dek yurdumuzun dört bucağında analara dolu dolu ve sunturlu sunturlu sövülmektedir. Daha ne olsun? Erkekleri kahvede pişbirik oynarken tarlada kadınca işler yapan, bu arada hem doğuran, çocuk düşüren, kanamadan ölen ve böylece bellenen analarımız da caba. Doğrusu ya çok bellenir bizim analarımız. Hem bizim anamız, hem analarımız bizzat bellenir durur"(s.76-77) Geçmiş anneler günü kutlu olmasın! New York Times'da yeni çıkan yazıdaki tespitler şaşırtıcı değil, http://www.nytimes.com/2012/04/26/world/europe/women-see-worrisome-shift-in-turkey.html?_r=1 bulunduğumuz topraklar kadın haklarında kara listede, aile içi şiddetten ölen kadınların oranı yüzde bin yedi yüz artmış,bu durumda anneler gününü kutlama iki yüzlülüğünü göstermenin ne anlamı var!? annelere rüşvetmişçesine verilen bir günlük değer yerine,kadına karşı şiddet durmadan anneler gününü kutlamamayı tercih etmeli...
(Nancy Spero)