14 Aralık 2008 Pazar

bir kadın olarak kendini yazmak ya da sevgili günlük




24 Aralık 2008, İstanbul



helene cixous, "medusa'nın gülüşü"nde adeta kadınlara haykırır: "peki, niye yazmıyorsun? Yaz! Yazı senin için, sen kendin içinsin, bedenin sana ait, ona sahip çık!" cixous'ya göre kadın bedeninden sürülmüştür tıpkı yazının alanından olduğu gibi... eril dil, kendi "his"tory'sini, tarihini yazıyor, kadın da sessizce izliyordur. cixous "kendini yaz: bedenin sesini duyurmalı. böylece bilinçdışının sonsuz kaynakları fışkıracaktır" der.

evet, kendini yazmak, her an karşına karşılaşmaktan korktuklarının çıkabileceği, böö diyen öcülerinin hortlayabileceği, bir yandan da alisin kendi harikalar diyarını yarattığı gibi, kendi masalını kurabileceğin harika bir deneyim olabilir. anne olduktan sonra yazmaktan korkmamam, öncesinde har vurup harman savurduğum bedenimle uzunca bir süre yaşadığım barışma sürecine bağlanabilir mi bilemiyorum. hamile kaldığımı öğrendiğim günden itibaren bedenime yaklaşımımda büyük bir değişiklik oldu. artık içimde bir canlı büyüyordu; ona karşı duyduğum sorumluluk ve gittikçe büyüyen bir sevgi, bedenimi sevmemi, hatta onu tanıdıkça ona hayran kalmamı, saygı duymamı sağladı. ironik, bir başka canlı aracılığıyla insanın kendi bedenine yakınlaşması; ama diğer yandan kadın, kendi bedenine ötekinin bakışından dolayı yabancılaşmıyor mu? erkeğin bedenine baktığı gibi kendi bedenine bakmıyor mu? onun değer yargılarıyla, beğenileriyle kendi bedenini seviyor ya da nefret etmiyor mu? neyse içimdeki küçücük içi dolu fıçıcık bedenimi sevmemi, hatta ona şapka çıkarmamı sağladı, minettarım... bu beden içinde farklı bir canlıyı saygıyla büyütebilecek, içindeki farklılığa (farklılık konusuyla ilgili luce irigaray'ın "annelik düzeni" adlı harika yazısından "okumalarım" bölümünde bahsedilecektir) tahammül edebilecek kadar yüceydi. üstelik bu canlıyı dünyaya getirdikten sonra da onu besleyebilecek mucizevi besini üretebiliyordu. hala emziriyorum; her seferinde mememe yumulmuş bebeğimi hayranlıkla seyrediyorum. ilk önceleri çok zor ve acı veren bu deneyim şimdi benim için de vazgeçilmez bir keyif halini aldı.

sevgili günlük diye başlayan milyonlarca günlük tutulmuştur kadınların kaleminden, genellikle edebiyatta da günlük formunda ya da mektup biçiminde anlatılar kaleme alır kadın yazarlar. günlük özel olanın paylaşılması, bir kadının mahremine yabancı gözün değmesidir. bir yandan kadın yazdıkça, kendini anlattıkça kendini sağaltır; evin içinden, dışarıya ulaşır, bağırır.

Hiç yorum yok: